Kocasının ani ölümünden sonra, Barbe-Nicole Ponsardin Clicquot, toplumsal normları ve beklentileri bir kenara bırakarak, birlikte kurdukları genç şarap işinin yönetimini üstlenir. Eşiyle birlikte başlattıkları bu iş, onun yeni dönemdeki yönetiminde büyük bir dönüşüm yaşar. Barbe-Nicole, şirketi siyasi ve mali krizlerle dolu bir dönemde başarılı bir şekilde yönlendirir. Bu zorlu süreçte karşılaştığı zorluklara rağmen, eleştirmenlerinin önyargılarına meydan okur ve şampanya endüstrisinde köklü bir değişim yaratır. Çığır açan bu yenilikçi yaklaşımları ve kararlı duruşu sayesinde, dünya çapında tanınan ilk büyük iş kadınlarından biri olarak kabul edilir ve şampanya üretimi konusunda önemli bir iz bırakır.