Kasaba halkı korkuyla fısıldaşırken, gençlerin aniden ortadan kaybolması bir şehir efsanesi gibi kulaktan kulağa yayılır. Polis, bağlantıları çözmeye çalışsa da deliller her seferinde buhar olup uçar. Oysa tek bir adam, kaybının yüküyle gece avına çıkmış, her bir ismi birer karanlık sırrın parçasına dönüştürmüştür. Gün içinde yaslı bir baba gibi görünse de geceleri adaletin ta kendisidir. Bir zamanlar maçları coşkuyla izleyen kasaba, şimdi her çığlıktan irkilmektedir. Oğlunu öldürenler birer birer eksilirken, kasabanın gece çökünce nasıl bir vahşi batıya dönüştüğü anlaşılır. Ancak adaletin sınırı var mıdır?