İnsanlığın yok oluşunun ardından, geriye yalnızca makineler kalır. Love Me (2024), postapokaliptik bir dünyada geçen sıra dışı bir aşk hikâyesini konu alıyor. Bir sahil güvenlik şamandırası ile bir yapay zekâ destekli uydu, terk edilmiş dijital ağlar aracılığıyla birbirlerini keşfeder. Başlangıçta sadece veri paketleri paylaşırken, zamanla aralarındaki iletişim duygusal bir bağa dönüşür. İnsansız bir dünyada yalnızlığın ve varoluşun anlamını sorgulayan bu yapay varlıklar, kendilerine özgü bir aşk dili geliştirir. Love Me, melankolik atmosferi, derin temaları ve dokunaklı anlatımıyla, teknoloji ile duyguların kesiştiği benzersiz bir sinematik deneyim sunuyor.