Hayatında bir çıkmaza giren ve çevresindeki dünyadan yabancılaşan bir genç, evini rahatsız eden hayaletle yüzleşmek için çareler aramaktadır. Hayaletin varlığı, onun yalnızlık ve kaygı duygularını derinleştirirken, aynı zamanda onu geçmişteki karanlık olaylarla yüzleşmeye zorlar. Genç, hayaletle olan etkileşimlerinin başlangıçta yalnızca korku ve rahatsızlık verdiğini düşünse de zamanla aralarında beklenmedik bir bağ oluşmaya başlar. Bu bağ, hem onu rahatsız eden bir yük hem de hayatının şekillenmesine yardımcı olan bir faktör haline gelir. Hayaletin geçmişi, gebcin kendi sorunlarıyla birleşerek, duygusal bir yolculuğa dönüşür. Artık yalnızca bir hayaletten kurtulmakla kalmayıp, aynı zamanda bu karmaşık ve derin bağı da çözmesi gerektiğini anlamaktadır.