Yıllar önce meydana gelen korkunç bir olayın ardından, toplumu yok eden bir felaketin izleri hala canlıydı. İnsanlık neredeyse yok olmanın eşiğindeydi. Son birkaç kişi hayatta kalmak için çırpınıyor, bu ölmekte olan dünyada ölümlerini ve amacını sorguluyordu. Artık eski hayatları unutulmuştu, şehirler terkedilmiş ve doğa insan eliyle tahrip edilmişti. Hayatta kalanlar, açlık, hastalık ve çılgın hayvanlarla savaşarak varlıklarını sürdürmeye çalışıyordu. Bir zamanlar insanların gurur duyduğu teknoloji artık sadece harabelerde paslanmış birer kalıntıydı. Elektrik, su ve temel ihtiyaçlar lüks haline gelmişti. İnsanlar, toplumun çürümesiyle birlikte birbirine olan güvenlerini kaybetmiş, herkes kendi başının çaresine bakmaya başlamıştı.