İkinci Dünya Savaşı'nın gölgesi altında geçen bir günün sabahında, soğuk bir rüzgârın estiği bir sabahta, Londra'nın karmaşasından uzaklaştırılan bir grup çocuk, Yorkshire köyüne tahliye edilir. Evlerinden ve ailelerinden uzakta olan bu çocuklar, yeni bir hayata başlamak zorunda kalırken içlerindeki korku ve belirsizlikle başa çıkmak zorundadır. Köye vardıklarında, onları sıcak bir şekilde karşılayan yerel halkla tanışırlar. Bu köy, savaşın yıkıcı etkilerinden uzakta kalmış gibidir, ancak köyün sakinleri de savaşın izlerini taşır. Çocuklar, köyün yaşlı demiryolu istasyonu görevlisini tanırlar. Bu istasyon köyün kalbinde atar, trenlerle dolup taşardı.