Martin Luther King'in öldürülmesinin ardından ülke derin bir çalkantı ve huzursuzluk dönemine girdi. Yazar Romain Gary ve ünlü aktris ve sivil haklar aktivisti eşi Jean Seberg, kaos ve belirsizliğin ortasında kendilerini bir dizi duyguyla boğuşurken buldular. Adalet ve eşitliğin tutkulu savunucuları olan çift, uzun süredir baskı ve her türlü ayrımcılığa karşı savaşmaya kararlıydı. Farkındalığı artırmak ve anlamlı bir değişimi ateşlemek için platformlarını kullanarak sivil haklar aktivistlerini ve örgütlerini desteklemek için yorulmadan çalıştılar. Ancak King'in ölümünün ardından, savaşa olan inançları şiddetle sınandı. Ülke çapında patlak veren şiddet ve nefret, ezici ve aşılmaz hissettirerek onları çaresiz hissettirdi.
